9 Mayıs 2011 Pazartesi

Rüyamdaki adam sordu

Rüyamda bir adam gördüm.Sordu;
- Ne zamandır yalnızsın farkında mısın?
Kalın ve ürkütücü bir sesti. Ak sakallı dede falan değildi kesinlikle. Öyle sevimli değildi -gerçi her ak sakallı dede sevimli midir bilmiyorum-  
 Uyandığımda havanın bunaltıcılığı altında nefes alamıyordum. Ayaklarımı saldım yatağın kenarından ve avucumun içiyle gözlerimi kaşıdım. Sahiden ne zamandır yalnızdım ben? Bunu yüzümü yıkadıktan sonra düşünmeye karar verdim ve soğuk mermerler üzerinde yürüyerek banyoya gittim. Yüzümü yıkayıp mutfağa gitmem gereken rutin hayatımda aynadaki bana bir baktım; gerçekten zavallı görünüyordu. İşin garibi iki kişiydim. Sabah uyanan birisi için bu kadar detaylı düşünceler ve çoğul kişilik konuşmaları fazla saçmaydı. Aynadaki bana bakan ben ve aynadaki zavallı ben yaklaşık 40 saniye bakıştı. Daha sonra soğuk suyu bir anda suratıma çarpmamla aynadaki zavallı benin bana gülmesi bir oldu. Oldum olası yüzümü yıkadıktan sonra kurulamayı sevmem. Yine kurulamadan çıktım banyodan ve rutine bağlamış o tatlı hayatımı değiştirmemek adına mutfağa gittim. Süt ve mısır gevreği ikilisine kendimi bıraktım ve televizyonu açtım. Televizyon ekranından bana bakıp bir şeyler söyleyen kadar ağzımdaki mısır gevreğinin sesini bastırmak için öyle büyük bir inatla bağırıyordu ki onun bu azmine hayran bakışlarım kendini gösterdi televizyon karşısında. Bir anda o kalın ve ürkütücü sesli adamın sorduğu soru geldi aklıma. Sahi... Bunu düşünecektim ben.. Yapacaklarımı hatta düşüneceklerimi bile sıraya bağlamış bir insanım ben. Bu durumda etrafımdaki insanların benden beklenti içine girmesine şaşıyorum. Düşünsenize hayatında her şeyi sıraya koymuş ve rutin bir insanın size ne gibi bir faydası olabilir. Tabi şimdiki konu o değildi. Ne zamandır yalnızdım?
 O adama içten içe hatta dıştan dışa kızmaya başladım. Nasıl oluyordu da rüyama kadar girip " ne zamandır yalnızsın? " diye sorabiliyordu. Üstelik beni" farkında mısın?" diyerek de suçluyordu. Kimdi? Niye bunu sormuştu? ve harbiden Ne kadar süredir yalnızdım?
 Bir keresinde salonda otururken; "gerçek yalnızlığı bilmeyenler korkmaz yalnızlıktan" demiştim. Ben biliyor muydum gerçek yalnızlığı. Biliyordum elbet. Yalnızlık; kalabalıklar içinde içinden konuşmaktı, gece başını yastığa koyunca gözlerimden dökülen yaştı, ördüğüm duvarlar, kurduğum tuzaklar, sokağın ortasında durup etrafıma bakmamdı. Çoğu insana göre yalnızlık; sevgilisizlik, eşsizlik, ailesizlik, işsizlikti... Oysa benim ailem, işim ve sevgilim vardı fakat bunların olmasına rağmen yalnızdım. Yani yalnızlık insansızlık değildi. İnsanlar ve uğraş içinde tek olmaktı. Rüyamdaki  adam "farkında mısın?" derken belki beni suçlamıyordu; bu aydınlanmayı yaşamamı sağlamaya çalıştı büyük bir ihtimalle. En azından ben öyle düşünerek onu daha samimi bir hale sokabilirim. Yalnızdım. Yalnızdık. Kalabalıklar arasında sessiz ve yalnızdık. Doğduğumdan beri yalnızdım ben. Ölümüme kadar ve hatta ölümümden sonra yalnız olucam ben.

2 yorum: